25 Ocak 2009 Pazar

Azerbaycan

Derleyenler:
Ragip Sari: ragipsari@hotmail.com ve
Kamile Eda Ariturk: edaariturk@hotmail.com


Bayrağı
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bayrağı hakkında ilk hükümet kararı 1918’de alınmıştır.Buna göre, Azerbaycan bayrağı mavi gök rengi, kırmızı ve yeşil yatay şeritlerden oluşmuştur.Kırmızı zemin üzerinde ak renkte sağa bakan bir hilal ve sekiz köşeli bir yıldız bulunmaktadır.Bayrak 1:2 boyuttadır.Bayraktaki gök renk Türklüğü (Türk milletinin ulusal rengidir.),yeşil renk İslamiyeti, kırmızı renk ise uygarlığı temsil etmektedir.8 uçlu yıldız 8 Türk boyunu simgeler: Azeriler, Osmanlılar, Çağataylar, Tatarlar, Kıpçaklar, Türkmenler ve Selçuklular. Bu bayrak İsmail Gaspıralı tarafından oluşturulmuştur.



Devlet Başkanı
Ilham Heydar oglu Aliyev, 24 Aralık 1961'de Bakü'de doğdu. Orta öğretimini 1967-1977 yılları arasında Bakü'de tamamlayan İlham Aliyev, 1977'de Moskova Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi'ne girdi. Üniversite eğitimini 1982'de tamamlayan Aliyev, aynı üniversitede asistan olarak kalmaya hak kazanırken, 1985 yılında Tarih ve Uluslararası İlişkiler konulu master tezini tamamladı ve üniversitede 1990 yılına kadar öğretim görevlisi olarak çalıştı.
1991 ve 1994 yılları arasında Moskova ve İstanbul'da çeşitli ticari faaliyetlerde bulundu. Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR'ın başkan yardımcılığını Mayıs 1994'ten itibaren üstlenen Aliyev, 1995 ve 2000 yılı genel seçimleri sonucunda milletvekili olarak Milli Meclis'e girdi. Babası Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in Genel Başkanlığını yürüttüğü YAP'ın Genel Başkan Yardımcılığına 1999 yılında seçilen Aliyev, 1997'den beri Milli Olimpiyat Komitesi'nin başkanlığını da yapıyor.
15 Ekim 2003 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı seçilen Aliyev, seçimlere katılan halkın yüzde 76’sından daha fazlasından oy alarak 31 Ekim 2003 yılında görevine başladı.
15 Ekim 2008 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı seçildi. Seçimlere katılan halkın yüzde 85’inden fazlası İlham Aliyev’e oy verdi. 24 Ekim 2008 yılında tekrar görevine başladı.
İlham Aliyev Azeri Türkçesi'nin yanı sıra Rusça, İngilizce, Fransızca ve Türkçe bilmektedir.Evlidir ve 3 çocuk babasıdır.
GENEL BİLGİLER


Resmi Adı: Azerbaycan Cumhuriyeti
Başkenti : Bakü (Nüfus: 1.807.000)
Yüzölçümü (km²) : 86.600
Önemli Şehirleri : Gence, Sumgayıt, Mingeçevir, Alibayramlı, Şeki, Lankeran.
Coğrafi Koordinatları: Ülke 44o ve 52o doğu boylamında, 38o ve 42o kuzey enleminde yer almaktadır. Bakü 40o paralelin üzerindedir. Bakü’den Kuzey Kutbuna olan mesafe 5.550 km ve Ekvatora olan mesafe ise 4.440 km.’dir.
Komşuları ve Sınırlarının Uzunluğu : Batıda Ermenistan (1007 km), güneybatıda Türkiye (13 km), kuzeybatıda Gürcistan (480 km), güneyde İran (756 km), kuzeyde Rusya Federasyonu (390 km) ve doğusunda Hazar Denizi (713 km). Sınırlarının toplam uzunluğu 3600 km’dir.
Dili: Azerbaycanca (Azerbaycan Turkcesi)
Para Birimi: Yeni Manat
Önemli Nehirleri: Kür, Aras, Alazani, Samur, Terter, Kanık, Genceçay ve Beylegan
Önemli Gölleri: Dünyanın en büyük gölü Hazar Denizi (Yüzölçümü 400.000 km2, derinliği 1025 m), Sarısu, Ağgöl, Ağzıbirçala, Mehman, Büyükşor, Hacıkabul.
İklimi: Kuru ve subtropikal karakterdedir. Kuzey bölgesinde kuru karasal iklim hakimdir.
Yeraltı Kaynakları: Petrol, doğalgaz, kurşun, çinko, bakır, demir cevheri, barit, alünit, kobalt, arsenik, mermer, kireç taşı, siyanit, maden tuzu ve kayatuzu.
Temel Tarımsal Ürünleri: Üzüm, pamuk, tütün, çay, sebze ve meyve.
Temel Sanayi Dalları: Petrol araştırma, sondaj makinaları üretimi, petro-kimyasallar, yiyecek ve içecek, tekstil, elektronik ve metal işleme.
Yönetim Şekli: Azerbaycan Cumhuriyeti 12 Kasım 1995 tarihinde referandum yoluyla kabul edilmiş olan Anayasa ile idare edilmektedir. Anayasa’ya göre; Azerbaycan Devleti demokratik, laik ve üniter bir Cumhuriyettir. Kuvvetler ayrılığı prensibi benimsenmiştir. Yasama yetkisi Milli Meclis’e, icra yetkisi Cumhurbaşkanına, yargı yetkisi de mahkemelere aittir. Cumhurbaşkanı hem devletin hem de icranın başıdır ve “Ferman” adı verilen hukuki kararlar verme yetkisine sahiptir.
İdari Yapısı: Azerbaycan Cumhuriyeti “Rayon” adı verilen idari bölgelere ayrılmıştır ve 59 rayon (bölge), 11 şehir ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nden oluşmaktadır. Bakü ve Gence kendilerine bağlı Rayonları bulunması sebebiyle Büyükşehir olarak tanımlanmaktadır. Rayonların yürütme yetkileri münhasıran Cumhurbaşkanı tarafından atanan “İcra Hakimleri” (İcra Başçısı) tarafından kullanılmaktadır. 12 Aralık 1999 tarihinde, ilk yerel seçimler yapılmış ve İcra Hakimiyeti sistemi ile birlikte belediye sisteminin de uygulamasına geçilmiştir.
AZERBAYCAN TARİHİ


Azerbaycan Adı
Bugünkü Azerbaycan, tarihi ve siyasi sebeplerden dolayı ikiye ayrılmış durumdadır. Başta Aras nehri hudut olmak üzere güneyde kalan kısmı İran içerisinde bulunmaktadır.
Azerbaycan adı konusunda çeşitli görüşler mevcuttur. Azerbaycan adının Büyük İskender'in ölümünden sonra (M.Ö.323), burayı yöneten komutanlarından Atropates'ten geldiği söylendiği gibi, mecusi diniyle ilgili olarak "od" anlamındaki azer ve "muhafız" anlamındaki baygan kelimelerinden de geldiği söylenmektedir. Ancak, bu yer adının etimolojisi yapılırken, burada hakimiyet süren Kasar (Hazar) Türklerinin ismi de gözönünde bulundurulmalıdır.
Türklerin Azerbaycan'a geliş tarihlerinin Milattan önceki zamanlara, Saka-İskit dönemine tesadüf ettiği sanılmaktadır. M.S.395-96 yıllarında Hun Türklerinin bir kısmının Balkanlardan Trakya'ya ilerlerken, bir kısmının da Kafkaslar üzerinden Anadolu'ya inmişler, İç Anadolu bölgesine kadar geldikten sonra Azerbaycan-Bakü yoluyla kuzeye merkezlerine dönmüşlerdir.
Selçuklular Döneminde Azerbaycan
7.yy'ın ortalarında (642) Azerbaycan, Arapların eline geçmiştir. Ancak bu sıralarda, Kök Türk Devleti'nin batı ucunu teşkil eden Kasarlar ve bugünkü Bulgarların cedlerinden olan Bars illiler bu bölgenin Türkleşmesini hemen hemen tamamlamış durumdaydılar. 7-8. yüzyıllarda buralarda hakimiyet kurmuş olan Hazarlarla beraber İtil-Bulgar Devletinin de faaliyet sahası olduğu için bölgenin Türkleşmesi Oğuz akınından önce gerçekleşmişti.
Selçuklu Türklerinin Azerbaycan'da ilk görülmeleri 1015-1021 yılları arasında Çağrı Bey tarafından bölgeye yapılan akınlarla başlar. Tuğrul Bey'in 1054'de Gence'yi kurtarmak için Bizans'a yapmış olduğu sefer, Azerbaycan üzerinden Doğu Anadolu'ya olmuştur. Sultan Alparslan zamanında Azerbaycan bölgesindeki diğer krallıklar tamamen etkisiz hale getirilmiş ve bu yüzden Alparslan'a Ebu'l-feth unvanı verilmiştir. Melikşah dönemi ise, Azerbaycan'ın Türkleşmesinin son safhasını oluşturur.
Atabegler ve İlhanlılar Dönemi
Gence'de Selçuklu Devleti'nin bir valisi olan Şemsettin İldeniz'in 1146'da bölgeye hakim olması ile Atabegler dönemi, daha doğrusu İldenizliler devri başlamıştır. Yine bu zamanda, Şamahı'da Şirvanşahlar sülalesi hüküm sürüyordu. 1231'de Celalettin Harzemşah'ı takip eden Moğol kuvvetlerinin bölgeye gelmesi ise İlhanlılar döneminin başlangıcını teşkil eder.
Hülagü Han zamanında Azerbaycan ve Anadolu'ya gelen Türkmen grubu da coğrafyanın Türkleşmesinin en büyük amillerindendir. Yeni gelen kuvvetler ile daha eskiden buralara yerleşmiş bulunan Türklerin kaynaşmasıyla buradaki Türkmen unsur daha da kuvvetlenmiştir.
Azerbaycan İlhanlılardan sonra kısa bir süre Altınordu'nun hakimiyetinde kalmış, 1358'den itibaren de Celayirlilerin egemenliğine girmiştir. Fakat bu durum Timur'un 1383'de Azerbaycan'ı emirliğine katmasına kadar sürmüştür. Timur'un 1405'de Çin seferine çıktığı sırada ölmesiyle Azerbaycan'da yine Türkmen boylarından Karakoyunlular ve Akkoyunlular devri başlamıştır. Bu Türkmen devletleri zamanında Azerbaycan Türk nüfusu bakımından en yoğun dönemini yaşamıştır.
Safeviler Döneminde Azerbaycan
Azerbaycan tarihinde önemli bir yer işgal eden Safevi Devleti'nin temeli, Akkoyunlular zamanında yaşayan Şeyh Safiyüddin Erdebili tarafından atılmıştır. Sünni bir tarikat olan Safeviyye tarikatı onun torunu Hoca Ali zamanında (1392-1429) şiiliğe meyletmiş ve Şeyh Cüneyt zamanında tamamen siyasi bir mahiyet almıştır.
Safevi hanedanlığının siyasi olarak kuruluşu 1502'de Şeyh İsmail'in Nahçıvan'da Akkoyunlu ordusunu yenmesiyle başlar. Safevi tarikatının şeyhi Şah İsmail'in bu denli güçlenmesinin en önemli sebebi Türkmen boy ve aşiretlerine son derece güvenmesi ve Türk unsuruna değer vermesinden kaynaklanmaktadır. Ne yazık ki, tarihimiz asıl unsurlarını Türkmen boylarının oluşturduğu iki Türk devletini; Safevi ve Osmanlı Türk devletlerinin karşı karşıya geldiğini gösteren hadiselerle doludur. Buna en çarpıcı örnek olarak, Çaldıran Meydan Muharebesi (1514) gösterilebilir. Bu durum Afşar Hanedanlığı'nın kuruluşuna kadar devam eder (1732).
Afşar ve Kaçar Dönemi
Adından da anlaşılacağı üzere, Nadir Şah Afşar, Afşarlı (Avşarlı) Türkmenlerinin Kırklu oymağına mensuptur. 1729'da II.Tahmasb'ı Safevi tahtına çıkaran Nadir Şah daha sonra onu da uzaklaştırarak Afşar Hanedanını kurmuştur.
III.Ahmet ve I.Mahmut zamanlarında Azerbaycan'ın Osmanlı topraklarına katılması devletin ana siyaseti olmuş, ancak Rusya'nın güneye inme politikası ve Nadir Şah'ın başarılı yönetimi Osmanlı Devleti'nin bunu gerçekleştirmesine engel olmuştur. Daha sonra, Azerbaycan'ın yönetimi yine bir Türkmen boyu olan Kaçarların eline geçmiştir (1779). Kaçar Hanedanlığı'nın yöneticilerinden Feth Ali Şah zamanı özellikle Ruslarla mücadeleyle geçmiştir. Kaçarlarla beraber Azerbaycan'ın tarihinde önemli rol oynayan hanlıklar devri başlar.
Hanlıklar Devri
Azerbaycan hanlıklarını kuzey ve güney olarak iki grupta toplayabiliriz: Kuzeyde: Şeki, Gence, Bakü, Derbent, Kuba, Nahçıvan, Talış, Revan Güneyde: Tebriz, Urumiye, Erdebil, Hoy.
16. ve 17. yüzyıllarda Türk topraklarını işgale başlayan Rusya 17. asra gelince Kafkasya üzerine seferlere başlamıştır. Tek başlarına Ruslara karşı mücadele etmenin zor olduğunu anlayan Azerbaycan hanlıkları Ruslara karşı beraber hareket etmeyi denemişler, ancak 1801'de Gürcistan, 1804'de Gence Rusların eline düşmüş, 1813'den itibaren de Karabağ'da yerleşmeye çalışmışlardır. 1828'e kadar Karabağ Rusya ile İran arasında çekişme konusu olmuştur. Karabağ'ın da içinde olduğu Aras'ın kuzeyinde kalan Revan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Gence ve sair Azeri hanlıkları 1828'deki Türkmençay Antlaşmasıyla Rusların eline geçmiştir.
Böylece Aras nehrinin güneyinde kalan ve Azerbaycan topraklarının 2/3'ünü oluşturan kısım da İran'a bırakılmıştır.
Azerbaycan toprakları Rusların egemenliğine girdikten hemen sonra Revan ve Karabağ'a Ermeniler yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bilindiği gibi bu bölgelerde Ermeni nüfus azınlıkta iken 1828'de Güney Azerbaycan'dan; Tebriz ve çevresinden, 1829-30'da Erzurum ve çevresinden Ermeniler göçürülerek Revan (Erivan) ve çevresine yerleştirilmiştir. Ermeni tarihçilere göre de Revan ve çevresinde Ermeniler çoğunlukta değildi. 1905'den itibaren Türklerle Ermeniler arasında çatışmalar başlamıştır. 1917 İhtilali sırasında Ermeniler Karabağ'ın Ermeni toprağı olduğunu ileri sürmüşlerse de, 1918'de Osmanlı ordusu tarafından burada düzen sağlanmıştır.
Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti (1918-1920) 1905 ihtilali Azerbaycan kültür ve edebiyatında yeni gelişmelere yol açmıştır. 1917'deki İhtilal başlamadan evvel, Azerbaycan Türkleri 15 Nisan'da Bakü'de bir "Kafkasya Kurultayı" toplamışlar ve uzun münakaşalardan sonra "Mahalli Federasyon" esasını kabul etmişlerdir. İstiklal fikri Gence'nin "Ademi Merkeziyet Partisi" ile Bakü'nün "Musavat Partisi"ni birleştirmiştir. İki milliyetçi ve Türkçü Nesib Bey Usupbeyli ile Mehmed Emin Resulzade biraraya gelerek Azerbaycan'ın istiklaline karar vermişlerdir. 28 Mayıs 1918'de Milli Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edilmiş ve Türkiye tarafından derhal tanınmıştır.
Bu yeni hükümet iki yıl süre ile birçok ekonomik ve politik problemlerle uğraşmıştır. Ancak bu sırada Anadolu'da da bir bağımsızlık mücadelesinin var olması, Rusların bu petrol ve endüstri merkezini kendi nüfuz alanına dahil etmeye çalışması ve Batılı ülkelerin Rus tehdidini görememesi yüzünden, Azerbaycan 27 Nisanı 28 Nisana bağlayan gece Ruslar tarafından işgal edilmiştir.
Sovyetler Birliği Döneminde Azerbaycan
Azerbaycan, 1922'de Kafkasya Ötesi Sosyalist Federal Sovyet Cumhuriyeti'ne katılmış, 1936'dan sonra ise Azerbaycan SSC adını almıştır.
Azerbaycan, Sovyetler Birliği'ne katıldıktan sonra devamlı toprak kaybetmiştir. Stalin zamanında yapılan düzenlemeler ile Ermenistan; Türkiye, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve Azerbaycan arasına doğru uzatılmış ve böylece Anadolu Türkleriyle, Türkistan Türkleri arasındaki irtibat kesilmeye çalışılmıştır.
Anadolu Türkleriyle aynı aileden olan Azerbaycan Türkleri bağımsızlıklarını kazanmak için her fırsatta ayaklanmışlardır. Sovyetlerin dağılma sürecine girdikleri 1980'li yılların sonlarına doğru Karabağ olayları tekrar alevlendirilerek Türk-Ermeni çatışması başlatılmıştır. Bağımsız Devletler Topluluğu'na katılmak istemeyen ve müstakil bir Azerbaycan'dan yana olan Azerbaycan'ın Türk halkı 19-21 Ocak 1990 günleri Kızıl Ordu tanklarının Bakü'ye girmesiyle kanlı bir şekilde bastırılmış ve pekçok Azeri katledilmiştir.
Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti
Bu hadiseler Halk Cephesi hareketlerinin daha da hızlanmasına ve ülkede yayılmasına sebep olmuştur. 30 Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan bunu yeterli görmemiş, 7 Haziran 1992'de düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimiyle eski Komünist Partisi Lideri Ayaz Muttalibov'u başkanlıktan uzaklaştırarak, Ebulfez Elçibey'i Azerbaycan Cumhuriyeti'nin başına geçirmiştir. Ebulfez Elçibey seçimlerde oyların %59.4'ünü almıştır.
25 Aralık 1991 tarihinde Kril alfabesini bırakarak Latin alfabesine seçen Azerbaycan Cumhuriyeti, alfabenin uygulamasına geçmiştir. 1992 yılı içinde Azerbaycan Cumhuriyeti Parlamentosu, Karabağ'ın muhtar bölge statüsüne son vermiş, normal bir ili haline dönüştürmüştür. 2002 yılı itibarıyla hala Azerbaycan topraklarının % 20'si Ermeni işgali altındadır. Karabağ'ın Ermeni işgalinden kurtarılması için uluslararası görüşmeler devam etmektedir.
Azerbaycan Cumhuriyeti, bugün birçok ülke tarafından tanınmış, BM ve AGİK gibi milletlerarası kuruluşlara üye, kalkınmakta olan bir Türk devletidir.
1992 Sonrası Siyasi Gelişmeler 4 Haziran 1993'de Suret Hüseyinov'a bağlı güçler Gence'de bir ayaklanma çıkarmışlardır. Bu ayaklanma büyüyerek Bakü'ye kadar yayılmıştır. Bu durum üzerine bir yıl kadar süren Halk Cephesi İktidarı sona ermiş ve Ebulfez Elçibey Bakü'yü terketmiştir. İsyan sırasında Meclis Başkanlığına Haydar Aliyev getirilmiştir. 3 Ekim 1993'de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Haydar Aliyev Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Azerbaycan son yıllarda, biri 4 Ekim 1994, diğeri 17 Mart 1995 tarihinde olmak üzere Aliyev yönetimine karşı iki darbe girişimine sahne olmuş, bunun sonucunda etkileri tüm alanlarda hissedilen siyasi-toplumsal istikrarsızlık ve çalkantılar yaşanmıştır.
Azerbaycan'da çoğulcu demokratik yapının yerleştirilmesi yönünde adımlar atılmaktadır. Anayasa taslağı ve seçim kanunu hazırlıklarının ardından ilk çokpartili seçimler uluslararası gözlemcilerin nezaretinde 12 Kasım 1995 tarihinde düzenlenmiş, aynı tarihte yeni Azerbaycan Anayasası da halk oylamasıyla kabul edilmiştir.
Ekim 1998’de yapılan seçimler sonucunda Haydar Aliyev yeniden 5 yıllık bir süre için Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Kasım 2008'de yapılan seçimlerde İlham ALİYEV yeniden 2.defa Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.
Sanayi ve Madencilik
Sanayi sektöründe 1999 yılında 11.6 trilyon Manat'lık sanayi ürünü üretilmiştir. Bir önceki yıla göre %3.5’lik büyümede enerji, petro-kimya fabrikaları ve özel sektöre ait tesislerin büyük etkisi olmuştur.
2000 yılında GSMH'nin % 25.4'ü sanayi sektörünün payına düşmektedir. 15.949.8 Milyar Manat (3.564.8 bin $) tutarında mahsul üretilmiştir. 1999 üretimi ile kıyaslandığında üretim % 6.9 yükselmiştir. Üretimin % 44.5'i maden çıkarma ve işlenmesinin, % 40.9'u imalat sanayiinin, % 14.6'sı ise elektrik enerjisi, gaz ve gaz ve su techizatına aittir.
Gıda sanayiinde şarap üretimi en önemli üretim koludur. Hafif sanayide, tekstil, halı, deri ürünleri, oyuncak, mobilya ve bisiklet başlıca üretim kollarıdır. Ağır sanayide genelde ara mal ve yarı mamul üretilmektedir. Ağır sanayinin temelini petrol sanayii oluşturmaktadır.
Petrol, doğal gaz ve yan ürünleri sanayi oldukça gelişmiştir. Ayrıca, metalik madenlerin (bakır, çinko, kurşun, alüminyum, demir) üretimi ve hammadde kaynaklarına bağlı olarak yan sanayi de gelişmiştir. Sumgayıt'da, demir-çelik, demir dışı metalleri işleme sanayi ve kimya endüstrisi; Bakü, Gence ve Mingeçevir'de petrol ve doğal gaz endüstrisi ve yan sanayi, elektrik, makina ve ekipmanları üretim sanayii vardır. Sanayi sektöründe, üretim kapasitesi bir çok alanda yurtiçi talepten fazladır ancak teknoloji yenilenmesine gidilmediğinden mevcut birçok fabrika teorik kapasitesinin altında üretim yapmaktadır.
BDT ülkeleri ile ilişkilerin büyük oranda kesilmesi, bankalararası işlemlerin yürütülmesinde karşılaşılan zorluklar, hammadde fiyatlarının yükselmesi, üretilen malların ihraç edilememesi, yeterli miktarda hammadde ve yardımcı madde ve malzeme temin edilememesi, üretim için ayrılan fonların verimli bir şekilde kullanılamaması, finansman kaynaklarının yetersizliği, döviz darboğazı ve özelleştirmenin yeterli seviyeye ulaşmaması üretimdeki düşüşün temel nedenleridir.
İhracat
Ödemeler dengesinde, 1999 yılında toplam ihracat. Petrol sektöründen 383.3 milyon ABD Doları ihracat geliri sağlanmıştır, bu toplam ihracat kazancının % 37.4'üdür ve % 189.3'lük bir artış göstermiştir. Toplam rafine ürün ihracatı ise yıllık %189.5'lik bir artışla 21.7 milyon ABD Doları kazandırmıştır (GSYİH’nin % 8'i). Petrol dışındaki ekonomi daha düşük ihracatlar yapmaya devam etmiştir. Pamuk satışı 1998 yılındaki 47.2 milyon ABD Doları (GSYİH’nin % 1.2'si) değerinden 1999 yılında 21.7 milyon ABD Doları (GSYİH’nin % 0.5'i) değerine düşmüştür ve bu da bağımsızlık sonrasındaki en düşük düzeydir. Makine ve ekipman ihracatı 1998 yılında 41.1 milyon ABD Doları tutarındayken 1999 yılında % 15.6 azalma göstermiş ve 34.7 milyon ABD Dolarına düşmüştür. Azerbaycan’ın endüstri sektörü rekabet gücüne sahip değildir, bu da sermaye mallarının ithalatı artmaya devam ederken ihracatta azalmaya yol açmaktadır.
2000 yılında toplam ihracat 1.7744,9 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatın hacmi % 53.2 artmış, bunun % 13.5'i BDT, % 86.5'i diğer ülkelere aittir. İhracatta Petrol ve petrol ürünleri 1.484,9 milyon Dolar ile en önemli yeri almaktadır. 56.5 milyon Dolarlık gıda maddesi, 40.8 milyon Dolarlık tekstil ürünü, 36.2 milyon Dolarlık kimyasal ürünler, 34.8 milyon Dolarlık nakil vasıtası , 32 milyon Dolarlık da metal ve metal ürünü ihraç edilmiştir.
İthalat

İthalat maliyetleri 1999'da kontrol altına alınmıştır, fakat yine de dünya standartlarına göre yüksektir. 1999 yılındaki toplam ithalat 1998 yılındaki 1.72 milyar ABD Doları (GSYİH’nin %41.9'u) değerinden % 16.9 düşerek 1.43 milyar ABD Doları (GSYİH’nin % 35.8'i) olmuştur. Yavaşlayan yabancı direkt yatırım (FDI) akışları petrol sektörü ithalatının 1998 yılındaki 355.7 milyon ABD Doları değerinden 1999 yılında 194.9 ABD Doları değerine düşmesine neden olmuştur. Diğer sermaye mallarının ithalatı, özellikle de makine ve ekipman ithalatı, 1998 yılındaki 342.2 milyon ABD Doları değerinden % 34.1'lik artışla 1999 yılında 458.8 milyon ABD Dolarına yükselmiştir. 1999 yılında gıda ithalatı da % 21.3 artmış ve 1998 yılının 171.1 milyon ABD Doları değerinden 1999 yılında 207.5 milyon ABD Dolarına yükselmiştir. Kimyasalların ve demir dışındaki metallerin ithalatı düşmüştür. Ekipman ve makine haricinde, en büyük tek ithalat kalemi Azerbaycan gümrük istatistiklerinin kaydetmediği ithalatlar için yapılan ödemeler dengesi ayarlamasıdır. Bu ithalatlar ya kaçak mallar ya da sınır ötesi alışveriş yapanlarca beyan edilmeyen kişisel ithalatlardır. 1999 yılında bu ithalatlar Azerbaycan’a 399.9 milyon ABD Dolarına (GSYİH’nin % 10'u) mal olmuştur.
2000 yılında toplam ithalat 1.172.1 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalatın hacmi % 13.1 artmış, bunun % 32'si BDT ülkelerinin (artış % 15.4), % 68'i ise diğer ülkelerin (artış % 12.1) payına düşmüştür. Türkiyeden yapılan ithalat 2000 yılında % 11' e düşmüştür.
TÜRKİYE - AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ


Ekonomik İlişkiler
Azerbaycan’la ikili ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi yönünde çeşitli tarihlerde bir çok protokol ve anlaşma imzalanmıştır. Bunlar arasında yatırımcılarımız açısından önem taşıyan “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Hakkında Anlaşma” ve “Türkiye ile Azerbaycan Arasında Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması”dır. Bu anlaşmalardan ilki 31 Temmuz 1996 tarihinden itibaren, diğeri ise 1 Ocak 1998 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Geçiş döneminde olan ve yatırıma ihtiyacı bulunan Azerbaycan’a Türk sermayesinin katkısı önemli boyutlardadır.
Azerbaycan’ın Türkiye ile Dış Ticareti
Azerbaycan’ın 2000 yılında da en fazla ithalat yaptığı 2.ülke Türkiye olmuştur. 2000 yılında toplam ithalatının % 11'ini, toplam ihracatının ise % 6'sını Türkiye ile gerçekleştirmiştir.
1991 yılından itibaren gelişen siyasi ve ekonomik ilişkilere paralel olarak artan dış ticaret hacmimiz ülkemiz lehine fazla vermektedir. Ancak, 1998 yılında yaşanan Rusya krizi sonrası Ruble’nin devalüe edilmesinin de etkisi ile Rus malları Azerbaycan pazarında mutlak fiyat avantajı sağlamış ve halkın gelir seviyesinin de düşük olması sebebiyle fiyatı, talebi belirleyici en önemli kriter haline getirmiştir. Bu gelişmelerin sonucu olarak, ülkemizden gelen mallara olan talep azalmıştır. Bu durum, Azerbaycan’da iş yapan işadamlarımızı da doğrudan etkilemiştir. 1999 yılında Azerbaycan ile olan ticaretimizde geçmiş yıllara göre düşme görülmüştür. 1996, 1997 ve 1998 yıllarında en fazla ithalatın yapıldığı ülke Türkiye iken, 1999 ve 2000 yıllarında Rusya'dan sonra ikinci sırada yer almıştır. İhracatımızın düşmesinde önemli etkenlerden biri de müteaahhit firmalarımızın üstlenmiş oldukları taahhüt işlerinin büyük ölçüde tamamlanmış olması ve yeni büyük projelerin başlamamasıdır. 2001 ve 2002 yıllarında ihracatımız yeniden artmaya başlamıştır.
Turkiye'nin Azerbaycan'a İhraç Ettiği Başlıca Mallar
Buğday unu, eczacılık ürünleri, sentetik deterjanlar, elektrik enerjisi, binek otomobilleri, akümülatör, otomobil lastikleri, mobilya, inşaat malzemeleri, duvar kağıtları, sıhhi tesisat malzemeleri, tekstil sanayi için makina ve teçhizat, deri giyim eşyası, kozmetik ürünleri, trikotaj ürünleri, lastik ve plastikten mamul eşya, televizyon, buzdolabı vs., cam kaplar, alüminyum profil, adi metallerden eşya, ağaç imali için makinalar, telekomünikasyon teçhizatı, kablolar, elektrik malzemeleri, kırtasiye malzemeleri, hazır giysiler, margarin, buğday, zeytinyağı, ayçiçek yağı, tereyağı, soya yağı, gıda sanayi için makina ve teçhizat, çay, konserve, salça, dondurma, sebze (patates ve soğan), yumurta ve tavuk eti, maden suyu, alkolsüz içkiler, bira, makarna, küp ve toz şeker, çikolata ve şekerleme ürünleri, meyva suları, peynir, bisküvi.
Turkiye'den Azerbaycan’da Mevcut Yatırımcılar
Azerbaycan bir çok avantajları ile Türkiye İşadamları tarafından yatırım ve ticari faaliyet göstermek açılarından tercih edilen bir ülkedir. Bu itibarla bir çok Türkiye şirketleri Azerbaycan'da müşterek müessese kurmuşlar, şube veya temsilcilik açmışlardır.
Değişik alanlarda faaliyet gösteren Türk firmalarının büyük bir kısmı ticaret yapmakta veya küçük ve orta ölçekli yatırımı tercih etmektedir. Bu firmaların faaliyet alanları; petrol, telekomünikasyon, bankacılık ve sigortacılık, gıda malları imalatı, eğitim, basın-yayın, tekstil ve konfeksiyon, taşımacılık, otomotiv, orman ürünleri, demir-çelik, demir dışı metaller, inşaat malzemeleri ve müteahhitlik hizmetleri gibi sektörlerdedir.
Türk şirketleri, Azerbaycan’ın serbest piyasa ekonomisine geçişinde, doğrudan ve dolaylı olarak, tecrübeleriyle önemli rol oynamaktadırlar. 2000 yılı sonu itibariyle % 100 Türk sermayeli, müşterek müesssese, şube veya temsilcilik olarak yaklaşık 1.327 adet Türk şirketi, Azerbaycan’da resmi kuruluş işlemlerini yaparak tüzel kişilik kazanmıştır. Bu şirketlerden önemli bir bölümü faaliyetlerini devam ettirememektedirler. Azerbaycan’da halen değişik sektörlerde toplam 600 civarında Türk şirketi faaliyet göstermektedir. Türk firmalarının Azerbaycan’da gerçekleştirdikleri yatırımların miktarının 1,5 milyar $ civarında olduğu tahmin edilmekte ve yaklaşık 30.000 kişi istihdam edilmektedir.
Ülkede petrol dışı yabancı sermaye yatırımlarında Türkiye birinci sırada yer almaktadır. Azerbaycan’ın sahip olduğu rezervleri işletmek amacı ile bugüne kadar oluşturduğu yirmi adet uluslararası konsorsiyumun dördünde TPAO pay sahibidir (Azeri-Çırak-Güneşli sahasında % 6.75, Şah Denizi Sahasında % 9, Kürdaşı Sahasında %5 ve Araz-Alov-Şark Sahasında %10¬Offshore). Ayrıca, iki özel Türk şirketinin ( PET Holding ve Atilla Doğan İnş Ltd.) Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile oluşturdukları müşterek müesseseler karada petrol çıkarmaktadırlar (Mişovdağ ve Hilli Babazanan sahaları). Azerbaycan'da irili ufaklı 50’den fazla Türk Müteahhitlik firmasının üstlenmiş olduğu toplam taahhüt miktarı yaklaşık 650 milyon Dolardır. Bakü Uluslararası Havalimanı ve A.C. Merkez Bankası binası gibi önemli prestij binalarının yer aldığı işlerin büyük kısmı başarıyla tamamlanarak teslim edilmiştir. Bu sektörde yaklaşık 3000 kişi istihdam edilmekte olup, bunların % 70’i Azeri vatandaşıdır.
Bankacılık sektöründe faaliyet gösteren Türk sermayeli 5 banka ve 3 sigorta şirketi bulunmaktadır.
Azerbaycan’ın TBD' e Getirecegi Yararlar

Azerbaycan’ın sahip olduğu; Petrol, doğalgaz, kurşun, çinko, bakır, demir cevheri, barit, alünit, kobalt, arsenik, mermer vb yer altı zenginlikleri sanayi gelişimi için son derece önemli yeraltı kaynaklarıdır. Özellikle günümüz dünyasında petrol ve doğalgazın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya gerek yoktur. Yakın gelecekte enerji sorununu çözemeyen bütün ülkelerin çok büyük sıkıntılar çekeceği çok açıktır.
Bakü-Tiflis-Ceyhan enerji hattı ile Azeri petrolü ve doğalgazı bütün dünya pazarlarına ulaştırılır hale gelmiştir. Aslında Azerbaycan’ın ihraç ettiği bütün petrol ve doğalgaz çok büyük bir coğrafyaya ve nüfusa sahip olan Türkiye tarafından tüketilebilir.
Azerbaycan Türkiye arasında son zamanlarda çok sıkı dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin geliştirildiğini görmemek safdillik olur. Cumhurbaşkanları ve başbakanlar düzeyinde resmi prosedürlerden uzak adeta bir kardeş evi gibi gidilip gelinir olmuştur. Azerbaycan cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’ in sadece Türkiye’ye değil diğer Türk cumhuriyetlerine yaptığı geziler dikkatle gözlemlenecek olursa TürkBirDev yolunda büyük adımlar atıldığını net bir şekilde söyleyebiliriz.
Türk Dünyasının coğrafi yapısını göz önüne alacak olursak, Azerbaycan’ın bu cografyanın tam ortasında yer aldığını görürüz. TürkBirDev in gerçekleşmesi halinde, Azerbaycan Coğrafi konumu ile bütün Türk Dünyası arasında tam bir köprü vazifesi yapacaktır. Azerbaycan bu açıdan kubbenin kilit taşı gibidir. Karasal bağlantıların stratejik ve askeri açıdan önemi yadsınamaz.
Özellikle Ortadoğu’ da, Afganistan’ da ve Rusya Gürcistan arasındaki zaman zaman sıcak savaşlar göz önüne alınırsa karasal bağlantıların önemi çok daha açık bir şekilde görünür. Birbirlerine sırtlarını dayamış Türk dünyası ülkeleri her zaman kendilerini daha güçlü ve güvende hissedeceklerdir.
Ayrıca Azerbaycan’ın yetiştirdiği sanatçılar ve ürettiği kültür ve sanat eserleri Türk Bir Dev için büyük bir hazine ve zenginliktir.
Ortak Dil açısından baktığımızda da Azeri dili Türk Dünyasında, doğudan batıya çok büyük bir geçirgenlik sağlamaktadır. Buda Türk Dünyasında birbirlerini anlamaları ve dil birliği konusundaki altyapı için oldukça önemlidir.
TBD’ in Azerbaycan'a getirecegi yararlar

Öncelikle, özelde Azerbaycan’ın genelde tüm Türk dünyasının kanayan yarası olan Karabağ sorununun çözümü ancak ve ancak TürkBirDev le mümkündür. TürkBirDev’le Azerbaycan dünya arenasında çok daha güçlü ve saygın olacaktır. Ermenilere karşı 250 milyon Türk Dünyasını arkasına alarak çıkan Azerbaycan Karabağ sorununun çözümünde kısa zamanda büyük gelişmeler gösterecektir.
Azerbaycan ekonomisi büyük oranda ihtiyaçlarını dışarıdan karşılamaktadır. %30 lar civarı BDT ülkelerinden %15 ler Türkiye den ve kalan kısmı diğer ülkelerden temin edilmektedir. TBD in gerçekleşmesi halinde Azerbaycan geniş bir yelpazeye sahip Türk dünyasından çok daha ucuza istediği ürünleri bulabilecek ithalata ayırdığı harcamalardan geriye kalan kısmı kendi vatandaşlarının kalkınmasında kullanılacaktır.
Eğitim, sağlık ve altyapı sorunlarını çok hızlı bir şekilde çözmeye devam eden Azerbaycan’ın hızlı büyümesi için lazım olan tüm bilgi ve deneyim birikimi TBD de vardır.
Ekonomik krizin bütün dünyayı kasıp kavurduğu bu zamanda Türk Dünyasının birlikte hareket etmesi bütün ülkeler gibi Azerbaycan’ında krizi hafif atlatmasında büyük etken olacaktır.
Sonuç
Sonuç olarak Türk dünyasındaki birlik her ülke gibi Azerbaycan içinde büyük faydalar sağlayacaktır. Dilde, tarihte, sanatta, kültürde, müzikte bir olan ülkelerimizin ekonomide ve siyasette de birlikte olması gücümüzü daha da artırarak dünyada daha fazla sözsahibi olmamızı sağlayacaktır.

1 yorum:

  1. Azerbaycan-Türkiye 1 MİLLET 2 DEVLET...KİMSE AYIRAMAZZZZ...

    YanıtlaSil