25 Ocak 2009 Pazar

Kazakistan

Derleyen: İsmail Arabacı isarabaci@yahoo.com



BAYRAĞI



Mavi kumaş Türk kökenden gelişi, Altın renkli şerit eski Altın ordasını, ayrıca Kazakistan’a özgü olan kültürü simgeler. Güneş Kazakların varlığını, 32 güneş ışını geleceği ve kazak boylarını, Şahin Kazak özgürlüğünü ve bağımsızlığı simgeler.



DEVLET BAŞKANI
Nursultan Nazarbayev Kazakistan'da Alma-Ata'nın hakim bulunduğu Kazkalenski yöresindeki Çemolgan köyünde, büyük Kazak kabilelerinden birine mensup bir köylü ailesinin çocuğu olarak 1940 yılında dünyaya geldi. Lise öğrenimini bitirdikten sonra bir maden ocağına girip maden işçisi olarak çalışmaya başladı. Daha sonra Ukrayna'ya giderek Metalurji öğrenimi gördü. 1960 yılında Karaganainski bölgesindeki Temirtav kentinde Kazmetallurgstroy Tröstü'nün inşaat işçiliğinde çalıştı. Bundan sonra ise Karaganda Demir-Çelik Fabrikası'nda çalışmasına devam etti. Buradaki yüksek fırında sırasıyla dökümcü gaz tesisinde usta ve baş usta olarak çalıştı. Nursultan Nazarbayev 1969 yılından itibaren parti çalışmasına yöneldi. Temirtav'daki Komsomol Kent Komitesi'nin I. Sekreteri oldu. 1971'de bu kentin parti üst komitesinin II. sekreterliğine seçildi. 1973'te Kombinası Parti Sekreterliği'ne getirildi. 1977'de Bölge Parti Üst Komitesi II. Sekreterliği'ne atandı. Nursultan Nazarbayev 1979 yılında Kazakistan Komünist Partisi'nin MK Sekreteri oldu. 1984'te Kazakistan Sovyet Yönetimi Bakanlar Kurulu Başkanlığı'nda bulundu. 1989'da Kazakistan Komünist Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi. 1990 yılının Nisan ayında Kazakistan Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı'na seçilen Nursultan Nazarbayev ekonomi sahasında master yapmıştır. Evlidir ve üç kızı vardır.



GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü ve Nüfusu:

Kazak adı, hür, müstakil, mert, yiğit ve cesur manalarına gelmektedir. Kazak Türkçesi Tatar, Başkurt, Nogay, Kumuk, Karaçay-Balkar gibi Kıpçak Türk dil grubunda yer alır. Kazaklar, Kazak bozkırlarında yaşamış olan eski Türk devletleri halklarının bakiyeleri olmakla beraber Nogay adlı Kıpçak Türkleri ve Cengiz Han Moğollarının katkısı ile oluşmuş Türk boylarıdır. Kuzey Kazakistan’da Cengiz Han’ın torunlarının kurmuş olduğu Ak Orda devleti zamanla Kıpçak Türk çoğunluğu içinde Türkleşmiş ve bu devlet Kasım Han zamanında Kazak Hanlığı adını almıştır. Bütün Kazaklar kendilerinin Alaş-Alaç adlı bir atadan türediklerine inanırlar. Sosyal yapılarının, töre ve zang(örfi hukuk)larını bu büyük ata tarafından kurulduğunu iddia ederler. Buna rağmen 19. yüzyılda toplanan Kazak secereleri büyük farklılıklar göstermektedir. Ancak herkesin birleştiği ortak nokta , bu ilk atanın üç oğlu olduğu ve bunların soyundan üç büyük Kazak boyunun meydana geldiğidir. Kazakistan’ın;
Yüzölçümü : 2.724.900 km2 Nüfusu : 16.000.000 Başkenti : Astana (Akmola)’dır.
16 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlığını kazanan Kazakistan’ın para birimi Tenge’dir. Yüzölçümü Türkiye’nin 3,5 katıdır. Türkiye’nin nüfus yoğunluğu kilometrekareye 87 kişi, Kazakistan’ın ise kilometrekareye 5,8 kişidir. Nerdeyse bu büyük ülke boş anlamına gelmektedir. Nüfusun yaklaşık %57,4’lük kısmı şehir, %42,7’lik kısmı ise kırsal kesim nüfusudur. Kazakistan topraklarının büyük kısmı Asya`dadır, Ural (Jayık – Zhayyq) nehrinin sol tarafında yer alan az bir kısım ise Avrupa`da yer almaktadır. Geniş bozkırlara yayılan ülke, dünyada kapsadığı alan bakımından 9. sıradadır. Arazi çöl (%40), yarı çöl (%23), bozkır (%20), orman–bozkır (%7) ve dağlardan(%10) oluşmaktadır. Alçak Sarıarka Dağları Orta Kazakistan’da yükselir. Altay, Tarbagatay ve Cungar dağ sıraları, Tien Şan dağ sıralarının batı kolları gibi ülkenin doğusunda ve güneydoğusunda yer alırlar. Kazakistan’ın en yüksek zirvesi, Han Tengri (6,995 m ), uzak güneydoğudadır.
Toplam nüfus 16.000.000. dur. Ülkede 120’den fazla etnik grup üyesi yaşamaktadır. Nüfus dağılımı şöyledir;
Kazak : 8.500.000 (%53)
Rus : 4.250.000 (%26)
Alman : 1.000.000 (%6)
Ukrain : 750.000 (%5)
Özbek : 400.000 (%2,5)
Tatar : 350.000 (%2)
Uygur : 250.000 (%1,5)
Koreli : 100.0000 (%0,6)
Ve diğerleri…

Ayrıca, Özbekistan’da 900.000, Rusya’da 700.000, Türkmenistan ve Kırgızistan’da 150.000, Doğu Türkistan'da 1.100.000 ve Moğolistan’da 200.000 KAZAK yaşayıp, Kazak Türklerinin toplam nüfusu 11.550.000’dir.


Sınırları:

Ülke sınırlarının toplam uzunluğu 12.187 km olup, Rusya Federasyonu ile 6.467 km. (dünyanın en uzun kara sınırıdır), Özbekistan ile 2.300 km., Çin Halk Cumhuriyeti ile 1.460 km., Kırgızistan ile 980 km., Türkmenistan ile 380 kilometredir. Ayrıca Hazar denizi ile Azerbaycan ve İranla doğrudan çıkış noktaları mevcut. 46-87 Doğu ve 40-56 Kuzeybatı enlemi üzerinde bulunan ülke Batıdan Doğuya 3.000 km; Güneyden Küzeye 2.000 km.
İklimi: Kazakistan’ın okyanuslardan uzak kalması ve deniz tesirini iç kısımlara girmesini engelleyen büyük dağların olması, Kazakistan iklimini sert kıtasal kara iklim yapmaktadır. Ülke genelinde yaz ve kış ayları arasında ısı farkı çok büyüktür. Ocak ayında ortalama -35 dereceden -4 dereceye kadar; Temmuz ayında ise +19 dereceden +35 dereceye kadar farklılık göstermektedir.


Nehirler ve gölleri:

Kazakistan’da 85.022 akarsu bulunmaktadır, 8.000 tanesinin uzunluğu on kilometreyi geçmektedir. Bunların büyük bir bölümü, Hazar Denizi (sahası 374 bin kilometrekare, dünyanın en büyük tuz gölüdür/kıyı şeridinin 2,430 kilometresi Kazakistan’dadır), Aral Denizi (sahası 46,64 bin kilometrekare) ve Balkaş Gölü (sahası 18,2 bin kilometrekaredir) su toplama havzalarında yer almaktadır. Ayrıca Kazakistan 48.000 civarında büyük ve küçük göllere sahiptir. Ülkeyi boydan boya geçen başlıca akarsular Ertis (Kazakistan toprakları dahilinde uzunluğu 1700 km.), Esil (1400 km.), Sırderya (1400 km.) ve Ural /Jayık/ - 1082 kilometredir. Kazakistan’daki en büyük göller doğu ve güneydoğudadır;
Bitki Örtüsü ve Faunası: Kazakistan’da yaklaşık 6.500 çeşit bitki yetişir. Kazakistan’a özgü 158 cins memeli, 485 cins kuş ve 150 cins balık türü vardır. Birçok değişik türde besi hayvanı cinsi, av kuşu cinsleri ve nadir hayvanlar vardır. 70’ten fazla bitki ve 129’dan fazla hayvan türü ve alt türleri koruma altındaki türler olarak kayıtlıdır. Onlar dokuz doğal koruma alanında korunmaktadırlar; Aksu, Jabagılı, Almatı, Alakol, Korgaljın, Batı Kazakistan, Barsakelmes, Ustyurt, Nauruzum ve Markakol.


İdari-bölgesel sistemi:

1 Ocak 2006 itibariyle 10,194 birimden oluşur, 14 bölge ve 2 milli önem taşıyan şehir (Almatı ve Astana) , 160 ilçe, 39 bölgesel şehir,45 alt-bölgesel şehir, 167 yerleşim ve 7,262 aul (köy) vardır.
Resmi dili: Kazak dili (Türk dilleri ailesine mensup). Ayrıca, devlet ve yerel organlarında Rusça’nın da kullanılabileceğini kabul edilmiştir. Kazakistan vatandaşları kendi dillerinin öğrenme ve gelişmesi için hakları saklı bulunmaktadır.


Dini:

Kazakistan çok inançlı bir devlettir. Ana dinler İslam (%58) ve Hıristiyanlıktır (%36). Kazakistan’da %85’i kayıtlı, 3500’den fazla dini organizasyon faaliyet göstermektedir. 2302 tapınaktan 1587 tanesi cami, 228 tanesi Ortodoks kilisesi, 69 tanesi Katolik kilisesi, 40 tanesi Protestan kilisesi, 10 tanesi sinagog ve 7 tanesi de diğer dini mekânlardır. Bağımsızlıktan sonraki geçen yıllarda dini organizasyonların sayısı yaklaşık 5 kat artmış ve 30 yeni din ve mezhep görülmüştür.


Doğal Kaynakları:

Periyodik tablodaki 105 elementten 99 tanesi Kazakistan’da keşfedildilmiştir. 60 tanesi halen işletilen 70 elementin rezervi bulunmuştur. 1.225 mineral tipte 493 rezerv vardır. Özellikle ülkenin batısında 250 den fazla petrol ve gaz sahası bulunmuştur. Bunların en büyükleri Tengiz (1 Milyar tondan fazla ulaşılabilir petrol kaynağı), Karaçaganak petrol ve gaz sahası (1,3 trilyon metreküp gaz kaynağı) ve 7 Milyar ton petrol kaynağıyla dünyanın en büyük sahalarından biri olan Kaşagan sahalarıdır. Kazakistan bilinen dünya rezervlerinden; çinko, tungsten ve baryum rezervlerinde dünyada birinci, gümüş, kurşun ve kromit rezervlerinde ikinci, bakır ve florit rezervlerinde üçüncü, molibden rezervinde dördüncü ve altın rezervinde altıncıdır. Ana maden rezervleri; petrol (5,4 Milyar ton), doğal gaz (3 trilyon metre küp), kömür (31,3 Milyar ton), çinko (237,3 bin ton), bakır (444,8 bin ton), krom (dünya rezervinin %30‘u), manganez (dünya rezervinin %25‘i), kalay (3,6 bin ton), altın (16,9 bin ton), gümüş (396,4 bin ton), fosforit (2005 yılında 83,4 bin ton fosfor üretilmiştir), uranyum (4,3 Milyon tondan fazla) ve demir (bilinen dünya rezervlerinin %10’u). Uranyum yataklarının zenginliği itibarıyla dünya ikincisi, doğalgaz ve petrol rezervleri itibarıyla da, dünya ülkeleri arasında sırası ile ilk oniki ve ilk onüçüncü sırada yer almaktadır. Ülkenin mineral ve hammadde üretimi ise, kendi ihtiyacının çok üstündedir. Bu nedenle metalik bizmut, süngersi titanyum, kil ve rafine bakır, mangan ve konsantreleri üretiminin yüzde 90'ı, petrol, metalik kurşun ve çinko üretiminin yüzde 80'i ile doğalgaz, kömür, demir cevheri ve krom üretiminin de yüzde 50'den fazlası ihraç edilmektedir. Kazakistan toprakları altında keşfedilmiş maddi zenginlik 2 trilyon ABD Dolarından fazladır. Ayrıca yirminin üzerinde termik santral günde 300 bin ton kömür tüketerek Urallar, Batı Sibirya ve Orta Asya'ya elektrik enerjisi sağlamaktadır.
Kazakistan işlenebilir geniş topraklara sahiptir. Önemli ölçüde tarım ürünü ihracatçısı ve üreticisidir.


Ekonomisi:

Bağımsızlığının ilk yıllarında başka Sovyet cumhuriyetlerinde olduğu gibi, Kazakistan`da da çok büyük ekonomik sıkıntılar baş göstermiştir. SSCB döneminde ekonomik gelişmişlik yönünden Rusya ve Ukrayna`dan sonra üçüncü sırada yer alan Kazakistan ekonomisi 1996 yılına kadar sürekli küçülmüştür. Fakat Nursultan Nazarbayev`in yönetimin sağduyulu politikaları sonucunda nispeten kısa süre içerisinde toparlanmıştır. 1996 yılından itibaren ekonomik büyüme başladı. Örneğin, 2001 yılında GSYİH`nın % 13 ve 2004 yılında ise % 9.2 büyüme kaydedilmiştir. 1992- 1993 yıllarında binlerle ifade edilen hiper-enflasyon 1996`da %30`lara düştü, 2001-2004 yıllarında ise % 3.6 olarak gerçekleşti. Günümüzde yaşam standardı bakımından Kazakistan eski SSCB ülkeleri içerisinde en üst sıralarda yer almaktadır. Kazakistan- 1990`larda göç veren bir ülke konumundan eski SSCB cumhuriyetleri arasında dışarıdan göç alan sayılı ülkeler konumuna yükseldi. Günümüzde Kazakistan Sovyet sonrası coğrafyada reformların başarıyla uygulandığı örnek bir ülke olarak takdim edilmektedir. Uluslararası mali ve ekonomik kuruluşlar tarafından Kazakistan Orta Asya bölgesinde serbest piyasa ekonomisine sahip ve yabancı yatırımların serbestçe yapılabildiği tek ülke olarak kabul edilmiştir. Kazakistan Orta Asya bölgesinde bugüne kadar yapılan dış yatırımların %82`i kendisine çekmiştir. Bununla birlikte, Kazakistan menşeli şirketler de artık başta çevre ülkeler olmak üzere, yurtdışında yatırım yapmaya başlamıştır. Örneğin, Turan-Alem Bankası Rusya`da 400 milyon dolar civarında yatırım yapmıştır. Ülke ekonomisinde ağır sanayi (metalürji, demir-çelik üretimi, silah sanayisi); hammadde üretimi (petrol, kömür, uranyum, değerli madenler); kimya ve gübre sanayisi, tahıl üretimi ve hayvancılık önemli yer işgal etmektedir. Kazakistan`da 1997 yılında 25.8 milyon ton, 2003 yılında ise 57 milyon ton ham petrol üretilmiştir. 2015 yılına kadar ham petrol üretiminin 300 milyon tona çıkarılması beklenmektedir.


Uzay üssü:

Uzay teknolojisinin sonucu olarak, ülkenin bir problemi nükleer kirlenme olarak karşımıza çıkmaktadır. Yönetim nükleer denemeleri büyük ölçüde yasaklamış olmakla birlikte hâlen topraklarında çalışmaya devam eden uzay istasyonları da etrafa bir miktar nükleer atık yaymaktadır. S.S.C.B. zamanında kurulan Baykonur uzay üssü, Kazakistan’dadır.


Kazakistan’ın TBD ‘ye sağlayabileceği katkılar:

Kazakistan’da muhteşem denebilecek ölçüde yeraltı zenginlikleri mevcuttur. TBD ülkeleri içinde Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın enerji açığı bulunmamasına rağmen Kırgızistan ve Türkiye’nin enerji açığı bulunmaktadır. Özellikle TBD ülkeleri içinde 70 milyonluk nüfusuyla Türkiye’ye petrol ve doğalgaz konusunda sağlayabileceği katkı büyük olacaktır. Zaten görüldüğü gibi her türlü maden ve enerji hammaddesi Azerbaycan ve Orta Asya’da, nüfusun büyüklüğüne bağlı olarak iş gücü de Türkiye’de bulunmaktadır.

Türk halklarının manevi önderi Hoca Ahmet Yesevi’nin kabri, eski adıyla Yesi şimdiki adıyla Türkistan şehri, Türkistan coğrafyasının tam merkezinde Kazakistan’ın güneyinde’dir. Türkistan şehri bütün Türklerin, Hoca Ahmet Yesevi’den dolayı ziyaret edebileceği, ortak paydalarımızı bulabileceğimiz bir mekandır. Türklüğün çıkış noktaları olan Altay ve Tanrı dağlarının bir kısmı Kazakistan’da olup buralar bütün Türk aleminin gezip görebileceği, kendi özünü bulabileceği yerlerdir.

Kazakistan, Uzay teknolojisinin ve birikiminin bulunduğu yer olma sebebiyle, TBD’nin uzay çalışmalarında da var olabileceğini gösterebilmesi açısından önemlidir.
Kazakistan, İdil-Ural Türkleri ile Sibirya Türklerine hem ticari hem de kültürel açıdan açılan bir kapı konumundadır.


TBD’nin Kazakistan’a getireceği yararlar:

Devlet başkanı Nursultan Nazarbayev’in iyi yönetimiyle, ülkede bulunan etnik çeşitlilik şu an için ülkenin başına bir problem açmamakla birlikte, özellikle menfaat çatışması olabilecek durumlarda çok rahat Rusya tarafından tetiklenebilme tehlikesi her zaman vardır. Çünkü ülkede büyük bir Rus nüfus bulunmaktadır. Ruslar ülkenin özellikle kuzeyinde ve bir çok büyük şehirde çoğunluk oluşturmaktadırlar. Nazarbayev, etnik çeşitliliğimiz zenginliğimizdir diyerek Kazakistanlılık adı altında bütün etnik halkları bir arada tutmaya çalışmaktadır. Bu etnik çeşitlilikten dolayı oluşabilecek ülke içi huzursuzluklar, TBD projesi ile bertaraf edilebilir. Aynı Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, pasaport ve vize işlemlerinin kalkıp tüm TBD ülkelerinde serbest seyahat etme hakkı kazanıldığı takdirde, hem sanayi hem de tarım alanında iş gücüne ihtiyaç duyan, nüfus yoğunluğu kilometrekareye 5,8 olup neredeyse topraklarında insan olmayan Kazakistan’a hemen hemen her TBD ülkesinden çalışmak için Türk kökenli göçmenler gitmeye başlayacaktır. TBD sayesinde Kazakistanlılık şuuru ile birlikte Türklük bilinci de ön plana çıkmaya başlayacak olup mevcutta dahi Türk kökenli nüfus oranı %60’dır. Bağımsızlığını kazanamış durumda olan Türk halkları ile Kazakistan dışında yaşayan Kazaklara iyi bir göçmen yerleştirme politikası uygulandığı takdirde, ülkedeki nüfus oranı Türklerin lehine değişip artacak ve Kazakistan için her an patlayabilecek bir bomba niteliğinde olan etnik çeşitlilik özellikle Rus nüfus oranının fazlalığı tehlikesi giderilmiş olunacaktır. Göçmen kabul edip yerleştirme politikaları günümüzde ABD, Kanada ve Avustralya gibi ülkeler tarafından başarı ile yürütülmektedir. Kazakistan’ın ise bunlardan farklı yapacağı tek şey Türk kökenliler lehine pozitif ayrımcılık yapması olacaktır. Yeni gelen göçmenler ile var olan yeraltı ve yerüstü zenginlikleri sayesinde Kazakistan Orta Asya’nın lokomotifi olmaya en büyük adaydır. Kazakistan TBD sayesinde ihraç ettiği petrol ve doğalgazını Hazar Denizi, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Akdeniz limanlarına ve Avrupa’ya her açıdan en uygun şekilde aktarabilmeyi kazanacaktır.

Nursultan Nazarbayev’in Türk Birliği hakkındaki düşünceleri:

17 Kasım 2006’da Antalya’da sekizincisi gerçekleşen Türkçe Konuşan Devletlerin Başkanları Toplantısı’nda Nursultan Nazarbayev’in yaptığı konuşma, Türk Dünyası’nın geleceğine dair öngörüler ve öneriler bakımından çok önemliydi:

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Türk dili konuşan ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal ilişkilerin daha da geliştirilmesini istedi. Nursultan Nazarbayev, Antalya'da düzenlenen ''Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 8. Doruk Toplantısı'' nda yaptığı konuşmada, Türk dunyasını birbirine daha da yakınlaştıracak, kardeşlik ve iş birliğine yönelik atılacak somut adımların sıklaştırılması gerektiğini vurguladı. Nazarbayev, söyle konuştu:

''Halklarımızın ekonomik durumu seneden seneye iyileşmektedir. Bu da eğitim ve kültür alanındaki tasarıları gerçekleştirmeye imkan sağlamaktadır. Türk dili konuşan ülkeler arasındaki kültür ilişkilerini geliştirerek, kendi dillerimizi, ortak tarih, sanat edebiyat ve şiir antolojileri yayınlanması ve bu eserlerin dünya dillerine tercüme edilmesini sağlamalıyız. Böylece tüm dünya bizi tanıyacaktır. ' 'Kazakistan'ın Türk dili konuşan devletlerle uzay alanında bilimsel araştırmalar yapmaya hazır olduğuna da değinen Nazarbayev, ''Kazakistan bu yıl ilk yer uydusunu fırlattı. 2008 yılında ikinci bir yer uydusunu fırlatmayı planlamış bulunmaktadır. Bu yönde birlikte etkinliklerde bulunabiliriz' ' dedi. Küreselleşme sürecinin Türk milli kimliğine yönelik tehdide karşı konulması gerektiğine de işaret eden Nazarbayev, şöyle konuştu: ''Türk dili konuşan devletlerin ortaklığıyla kurulan Türksoy adlı kuruluşla bu işler yapılabilir. Kaynağını Göktürklerden alan ortak tarihi genç kuşaklara aktarabilmeliyiz. Hoca Ahmet Yesevi, Kaşgarlı Mahmud, Mevlana, Farabi ve Fatih Sultan ve diğer yüce atalarımızı bilmek ve onları genç kuşağa öğretmek ödevimiz olmalıdır. Birlik ve beraberlik bayrağımızı bu yolla yükseklere taşıyalım. Bir diğer önemli husus da Türk dili konuşan halkların bilimsel ve sanatsal edebiyatlarının ortak fonunu oluşturmaktır. Kültür, bilim ve eğitim alanındaki iş birliğimizin pekiştirilmesinin yanı sıra ekonomik ilişkileri de geliştirmeliyiz. '' Sadece yük taşımacılığı meselesini çözmenin bile çok yararlı olacağına değinen Nursultan Nazarbayev, şöyle devam etti: ''İlk önce Meshed üzerinden Almatı İstanbul konteyner yük taşıma hattını hayata geçirmek suretiyle atalarımızın İpek Yolunu tekrar canlandırmış oluruz. Kara yolları da aramızdaki ticaret ilişkilerini geliştirecektir. Kazak petrolünü Türk ve batı pazarına ulaştırmayı Bakü-Tiflis- Ceyhan Projesi ile sağlamiş oluruz. Kazakistan su anda çağımızın taleplerine uygun milli tankerler donanmasını hazırlayıp, bu işi etkin olarak başlatmış bulunmaktadır. Dünya ekonomisinin enerji kaynaklarına olan talebinin artmış olduğu bilinmektedir. Kazakistan petrol ve doğal gaz konusundaki iş birliğine önem vermektedir. Kazakistan hidro karbon kaynaklarının dünya pazarına götürülmesi önemlidir. Türkiye'nin, geçiş yolu fazla olan bir ülke olarak, petrol ve doğal gazı ulaştırma çalışmaları gibi uluslararası projelere katılmasını destekliyoruz. '' Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, Türk dili konuşan ülkelerin iş adamları arasındaki yakın iş birliğinin de sistemli bir hale getirilmesi gerekliliğini vurguladı. Türkiye'nin bu alandaki tecrübesi ve olanaklarının yeterli olduğunu kaydeden Nazarbayev, ''Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türk Dili konuşan ülkelerin ticaret ve sanayi odalarıyla iş birliği yapmalı ve gerekirse odalar karşılıklı olarak temsilcilik açmalı'' diye konuştu.

Kazakistan'ın Dünya Ticaret Örgütüne, Türkiye'nin de AB'ye girmesinin gelecekte Türk dünyasının ekonomik ve finans ilişkileri aracılığıyla bütünleşme sürecine ivme kazandıracağını anlatan Nazarbayev, şöyle devam etti: ''Bu bakımdan Orta Asya Devletleri Birliğini kurma girişimimiz de söz konusu sureci olumlu etkileyecektir. Bu konudaki iş birliğinin olumlu örnekleri mevcuttur. Örneğin Orta Asya ülkelerinin uluslararası düzeydeki çevresel tehdit olan Aral Gölü meselesini çözme çalışmasında uluslararası Aral'ı Kurtarma Vakfının kurulması gibi birlikte oluşturulmuş başarılı adımlar mevcuttur.'' Türk dünyasının birlik ve beraberlik fikrinin pekişmesiyle istikrarlı gelişme olanağının artacağı inancında olduğunu tekrarlayan Nazarbayev, şöyle konuştu:''Yüce Atatürk, yüzyılın başında, Orta Asya ve Kafkaslar'da kardeş Türk halklarının bulunduğunu ve gelecekte onların bir araya geleceğini ileri görüşlülükle ifade etmişti. Şu anda Atamızın o dileği kabul oldu. Şu an Türk dili konuşan kardeş ülkelerin devlet başkanları bir araya gelmiş bulunmaktayız. ''

Doruk toplantılarında çok önemli kararlar alınmasına rağmen, maalesef bazılarının gerçekleşmeyip, rafa kaldırıldığından da yakınan Nursultan Nazarbayev, ''Türk dili konuşan devletlerin aksakallılar kurulunu oluşturup, onun üyeleri olarak Türk dünyasındaki siyaset toplum ve sanat camiası temsilcilerini toplayalım. '' dedi.

Nazarbayev, Türk dili konuşan ülkelerin parlamentolar arası asamblesini oluşturma girişimini de 83 yıllık geçmişe sahip TBMM'ye önermek istediğini ifade etti. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü desteklediğini de belirten Nazarbayev, sorunların barış yoluyla çözülmesini istediklerini bildirdi. Nazarbayev şunları söyledi: ''Bütünleşmemiz, bulunduğumuz coğrafyayı istikrara, gönence, ekonomik bağımsızlığa götürecek yoldur. Ancak böyle Türk dünyasının parlak geleceğine sahip olabileceğiz. 21. asırda büyük başarılara imza attık. Ekonomi, siyaset ve uluslararası ilişkilerde büyük sonuçlara ulaştık. 21. yüzyılı, hız kesmeden, Atatürk'ün hayalini kurduğu Türk birliği ve gelişimi yüzyılına dönüştürelim. ''Şu anda, Kazakistan ve Türk dili konuşan devletler arasında çözüme kavuşmamış herhangi bir mesele olmadığına da dikkati çeken Nazarbayev, ''Bağımsızlığın kazanıldığı 15 yılda askeri, ekonomik, siyasi, bilimsel, kültürel ve teknolojik ilişkiler ile karşılıklı etkileşim giderek stratejik ortaklığa dönüştü'' diyerek görüşlerini aktardı.

Kaynakça:

Prof. Dr. Nadir DEVLET. Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi – Çağdaş Türkiler
http://www.kazakhstan.org.tr/
http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/
http://www.tika.gov.tr/
http://go.hrw.com/atlas
Amanjol Jankuliev- Kazakistan Büyükelçisi
Almagül İsina - Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı

1 yorum:

  1. merhaba ben kazakistan da yasiyorum ,almata sehrinde temsilciliginiz var mi

    YanıtlaSil