25 Ocak 2009 Pazar

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Derleyen: Prof. Dr. Ata Atun ata.atun@atun.com


Bayrağı


Bugünkü hali 7 Mart 1984 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi tarafından onaylanan, beyaz fon üzerine üstte ve altta olmak üzere iki, kırmızı, boydan boya şerit ile, ortada kırmızı renkli Ay Yıldız bulunan bayrak.
Devlet Başkanı



Cumhurbaşkanı: Mehmet Ali Talat (20 Nisan 2005 - )

Mehmet Ali Talat 6 Temmuz 1952’de Girne’de doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Kıbrıs’ta tamamladı. 1977 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden yüksek lisans alarak mezun oldu. Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisansını ise, 2004 yılında tamamladı.

Türkiye’de yüksek öğrenim gördüğü sürece Kıbrıslı Türk öğrencilerin oluşturduğu derneklerde yönetici ve başkanlık görevlerinde bulundu. Kıbrıslılar Öğrenim ve Gençlik Federasyonu (KÖGEF) Kurucu Başkanlığını yaptı.

Aralık 1993’te yapılan genel seçimler sonrasında kurulan 1. Demokrat Parti - Cumhuriyetçi Türk Partisi Koalisyon Hükümetinde Milli Eğitim ve Kültür Bakanı olarak görev aldi. İkinci DP-CTP Hükümetinde de Eğitim ve Kültür Bakanliğını sürdüren Talat, 3. DP-CTP Hükümetinde Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttü.

1977 yılından başlayarak Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra, 14 Ocak 1996 tarihinde toplanan CTP Olağanüstü 14. Kurultayı’nda Genel Başkanlığa seçildi. 1998 yılında Lefkoşa Milletvekili olarak parlamentoya giren Talat, 14 Aralık 2003 tarihinde yapılan Kıbrıs genel seçimlerinin ardından, kurulan CTP-DP koalisyon hükümetinin basbakanı oldu. 8 Mart 2005 tarihinde ise, 2’nci CTP-DP Koalisyon Hükümeti’ni kurdu ve Cumhurbaşkanı seçilene kadar Başbakanlık görevini sürdürdü.

Mehmet Ali Talat, 24 Nisan 2004’te referanduma sunulan Annan Planı’nı ve adanın birleştirilmesini destekledi. Talat, 20 Nisan 2005’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini 1. turdan kazandı.

Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat iyi derecede İngilizce bilmektedir. Evli ve bir erkek, bir de kız çocuk babasıdır.

GENEL BİLGİLER


Resmi adı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Başkenti: Lefkoşa (Nüfusu: 65.000)

Önemli şehirler: Lefkoşa, Girne, Gazimağusa, Güzelyurt, İskele.

Yüzölçümü: 3.355 km2 (İngiliz üs bölgeleri hariç Kıbrıs adasının % 36.4'ü).

Nüfusu: 275.000 (2007 sayımı). Nüfusun % 40'ı şehirlerde yaşamaktadır. Ortalama ömür 78 yıldır. Nüfusun % 26.3'ünü 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır. Çocuk ölümlerinin oranı binde 4'dür. Nüfusun % 28'sini 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır.

Coğrafi durum: Kıbrıs adası Türkiye'ye 71, Suriye'ye 80, Mısır'a 384, Yunanistan'a 900 km. uzaklıkta bulunmaktadır. En yüksek yerleri, St. Hilarion (1035 m.), Beşparmak Dağı (801 m.) ve Karşıyaka Tepesi (788 m.)’dir. Irmak ve gölleri yoktur. T.C. yardımları ile yapılan 5 adet gölet mevcuttur. Doğu Akdeniz'deki Kıbrıs adasının kuzey üçte birinde yer alan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güneyinde resmi adı “Kıbrıs Cumhuriyeti" olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) yer almaktadır. Toprakları kuzeyde Dipkarpaz, batıda Güzelyurt, güneyde de Akıncılar’a doğru yayılır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Rum Kesimi toprakları arasında Birleşmiş Milletler'in kontrolünde tampon bölge bulunmaktadır.
Yazları kuruyan birkaç deresi bulunmaktadır. Topraklarının % 60'ı tarım alanı, % 5'i otlak, % 21’i ormanlıktır. Başkent Lefkoşa'da yıllık sıcaklık ortalaması 19 derece, yıllık yağış ortalaması 218 mm'dir.

Km2 başına düşen insan sayısı: 75

Nüfus artış hızı: % 2.1

Etnik yapı: KKTC halkının % 98.71'ini Türkler oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra % 0.5 oranında Rum vardır. Kalan nüfusu başta İngilizler olmak üzere değişik etnik unsurlar oluşturmaktadır.

Dil: Resmi dili Türkçe'dir. Halkın büyük çoğunluğu İngilizce veya Rumca dillerini de ana dillerine ek olarak konuşabilmektedir.

Din: Yukarıda verilen etnik oranlar aynı zamanda halkın dini inançlarıyla ilgili oranları da ortaya koymaktadır. % 98.71 orana sahip olan Kıbrıs Türkleri Müslüman ve sünni, % 0.5 oranındaki Rumlar Ortodoks Hıristiyan dır. Bunun yanı sıra % 0.2 oranında Maruni Hıristiyan vardır. Kalan nüfusu ise değişik din ve inançların mensupları oluşturmaktadır.

Yönetim şekli: Çok partili demokratik bir sistemle yönetilmektedir. Devletin en üst yöneticisi cumhurbaşkanı, hükümetin başkanı ise başbakandır. 50 üyeli bir parlamentosu mevcuttur. Parlamento üyeleri serbest seçimlerle belirlenir. 5 Mayıs 1985 halkoylamasından sonra yürürlüğe konan bir anayasası vardır. Anayasanın başlangıç kısmında, Türkiye'de olduğu gibi Atatürk ilkelerine bağlı kalınmasının gerekliliği vurgulanmakta ve KKTC'nin laik bir ülke olduğu belirtilmektedir. KKTC Birleşmiş Milletler'e kabul edilmemiştir. Avrupa Birliği Parlamentosunda ve İslâm Konferansı Örgütü'nde Gözlemci Statüsünde çalışmalara katılmaktadır.

Siyasi partiler: KKTC'deki siyasi partilerin başta gelenleri şunlardır: Ulusal Birlik Partisi (UBP): Derviş Eroğlu'nun liderliğindeki bu parti milliyetçi anlayışa sahiptir. Demokrat Parti (DP): Serdar Denktaş’ın liderliğindeki bu parti vatansever ve liberal bir anlayışa sahiptir. Kıbrıs’ta iki ayrı devletin kurulmasını savunmaktadır. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP): Ferdi S. Soyer’in liderliğindeki bu parti sosyalist görüşlüdür. Rumlarla birlikte Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması gerektiğini savunmaktadır. Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP): Mehmet Çalkıcı liderliğindeki bu parti sosyalist görüşlüdür. Rumlarla birlikte Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması gerektiğini savunmaktadır. Özgürlük ve Refom Partisi: Turgay Avcı liderliğindeki bu parti liberal görüşlüdür.

İdari bölünüş: KKTC, 5 ilden ve kurulan sitelerle birlikte 205 yerleşim biriminden meydana gelmiştir.

Adadaki Türk Tarihi: Kıbrıs'ın Osmanlı devletince fethi 1571 yılında gerçekleşmiştir. Fetihten sonra Kıbrıs’ın imarı, adadaki ekonomik hayatın canlandırılması vb. amaçlarla Anadolu’dan zanaat sahibi Türkler adaya nakledildi. Osmanlılar Venediklilerin kapattığı Ortodoks kiliselerini açarak bir din özgürlüğü sağladıklarından yerli halkın tasvibini kazanmışlardır. Osmanlıların Kıbrıs üzerindeki hâkimiyetleri 1878'e kadar sürdü ve bu tarihte ada İngilizler tarafından kiralandı. Rumlar 1 Nisan 1955'te Enosis idealini gerçekleştirmek amacıyla EOKA adlı gizli bir örgüt kurdular. İngiliz dönemi 1960'a kadar devam etti. 1960'da garantörleri arasında Türkiye’nin de bulunduğu bağımsız “Kıbrıs Cumhuriyeti” kuruldu.
Bu cumhuriyet Türk ve Rum halkların hâkimiyeti eşitlik ilkesine göre paylaşmaları esasına dayalı olarak kurulmuştu. Ancak Enosis akımını benimsemiş olan Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluş günlerinden itibaren adanın tümü üzerinde Rumların hâkim olması için faaliyetlere ve bu amaçla Türkleri rahatsız etmeye başladılar. Eylemler 21 Aralık 1963'te silahlı saldırılara dönüştü. Öte yandan devlet yönetimindeki Rumlar Türk ortaklarını tamamen etkisiz hale getirerek bütün devlet kademelerini ele geçirdiler. Bu durum üzerine Türkiye 13 Aralık 1964'te BM Güvenlik Konseyi'ne başvurarak Kıbrıs'taki durumun düzelmesi için gerekli girişimlerde bulunulması talebinde bulundu. Ancak BM Güvenlik Konseyi bazı tavsiye kararları almanın ötesinde bir şey yapmadı. 4 Mart 1964 tarihli ve 186 no.lu Genel Kurul kararı ile Rumların işgaline geçen hükümet, resmi hükümet olarak tanındı. BM'nin bu tutumundan cesaret alan Rum yönetim Türklere yönelik saldırı ve eylemleri bizzat organize etmeye başladı. BM, 27 Mart 1964'te adaya bir "barış gücü" gönderdi. Ancak "barış gücü" Türklere yönelik saldırıların durmasını sağlayamadı. Hatta Rum yönetimini destekleyici bir tavır içine girdi. Bunun yanı sıra Yunanistan hükümeti de Kıbrıs'taki Rum yönetimine askeri destek sağlamaya başladı. Bütün bu gelişmeler karşısında Türkler çok sayıda yerleşim merkezini terk ederek daha güvenli bölgelere sığınmak zorunda kaldılar. Kıbrıs konusunda garantör devlet sıfatı taşıyan Türkiye ise bu yıllarda BM nezdinde bazı girişimlerde bulunmak dışında hiçbir şey yapmadı. Rumlar adada Türklere karşı insanlık dışı eylemlere giriştiler102 Türk köyünü yakıp yıktılar. Birçok Türkü canice öldürdüler. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşunda adanın yaklaşık % 33'ne sahip olan Türkler saldırılar sonucunda % 3'üne sıkıştırıldılar. Türkler üzerindeki bu zulüm 1974'e kadar devam etti. 15 Temmuz 1974 tarihinde adayı Yunanistana bağlamak için yapılan darbe sonrasında Türkiye, 20 Temmuz 1974'te garanti anlaşmasının 4. maddesinin verdiği hakka dayanarak Kıbrıs'a bir askeri harekat düzenledi. Bu harekât 3 gün sürdü. Ardından barış görüşmeleri başlatıldı. Ancak Yunan yönetiminin ve Rum tarafının bütün önerileri reddetmesi üzerine 15 Ağustos 1974'te ikinci bir harekât başlatıldı. 2 gün süren bu ikinci harekâtla bugünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin topraklarını oluşturan bölgelerde Türk hakimiyeti sağlandı. Bu harekâttan sonra adada iki toplumlu federal bir yönetim oluşturulması istendi ve bu amaçla federasyonun Türk kanadını oluşturması üzere 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Rumların federasyona yanaşmaması üzerine 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. KKTC'nin kuruluşunun ilan edilmesinden sonra 9 Haziran 1985'te gerçekleştirilen ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhurbaşkanlığına Rauf R. Denktaş seçildi. 2005 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koymayan Rauf R. Denktaş’ın yerine Mehmet A. Talat seçildi.

Dış problemleri: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin en önemli dış problemi Rumların adanın tümü üzerinde hak iddia etmelerinden ve BM ve AB başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşların Rumların hâkimiyetindeki Kıbrıs Cumhuriyeti'ni adanın meşru yönetimi olarak muhatap kabul etmesinden kaynaklanan problemdir.

Ekonomi: Ekonomisi tarım, ticaret ve imalat sanayisine dayanır. Topraklarının % 80'i tarıma elverişlidir. Tarım ürünlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 10'dur. Çalışan nüfusun yaklaşık % 34.4’ü tarım alanında iş görmektedir. Üretilen tarım ürünlerinin başında Arpa Buğday, turunçgiller ve çeşitli meyve ve sebzeler gelmektedir. 2008 yılında 80 bin ton tahıl, 150 bin ton meyve, 8 bin ton da sebze üretilmiştir. Hayvancılık son senelerde büyük gerileme göstermiştir.

Para birimi: Türk Lirası

Gayri safi milli hasılası: 4,262,000,000 dolar. (Yıllık safi artış: % 4.9)

Kişi başına düşen milli gelir: 15.500 dolar

Enerji: Enerji üretimi ve tüketimi de 1974 askeri harekâtından sonra artmıştır. 1994 yılında kurulan 120 MW santral yıllar içinde tüketime paralel olarak 2008 yılında 270 MW’a çıkarılmıştır.

Sanayi: 1974 harekâtından sonra Kıbrıs'ın Türk kesiminde sanayi sektörü ciddi bir gelişme kaydetmiştir. Mevcut sanayi kuruluşları genellikle imalata yönelik küçük sanayi kuruluşlarıdır. Gıda sanayisi de iyi durumdadır. Sanayi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 15'dir. Çalışan nüfusun % 17.0'si sanayi sektöründe iş görmektedir.

Dış ticaret: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) 2008 yılında ithalat 2007 yılına göre yüzde 2 artarken, ihracat yüzde 5 oranında azaldı. 2008'de ithalat 1 milyar 567 milyon dolar olurken, ihracat ise 75,3 milyon dolar olarak gerçekleşti. İthalat 2007'de 1 milyar 539 milyon dolar, ihracat ise 79 milyon dolar olmuştu. KKTC'de bu dönemde, Türkiye'den toplam 1 milyar 58 milyon 815 bin dolarlık; 3. ülkelerden ise 508 milyon 339 bin dolarlık ithalat yapıldı.

2008 yılı ocak-aralık döneminde ihracat, 2007 yılına göre yüzde 5 oranında azalarak 75,3 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye'ye 2008 yılında 42 milyon dolarlık, 3. ülkelere ise 32 milyon dolarlık ihracat yapıldı. İhraç ürünlerinde ise ilk sırayı süt ürünleri aldı. 2007'ye göre geçen yıl yüzde 4 artan süt ürünleri ihracatı, 20 milyon dolardan 21 milyon dolara yükseldi.

Önceleri ilk sırada bulunan narenciye de 2008'de yüzde 8 oranında düşüş göstererek 20 milyon dolara geriledi. Hurda ihracatı, önceki yıla göre yüzde 2 artarak 7 milyon dolarda seyrederken, bazı ürünlerin ihracatında da önemli oranlarda değişim yaşandı.

Ulaşım: Lefkoşa yakınındaki Ercan'da, ve Geçitkale'de birer havaalanı bulunmaktadır. Pınarbaşı'nda ise ilkel bir havaalanı mevcuttur. Her üçü de uluslararası trafiğe açıktır. İhracat ve ithalatta kullanılan limanlarının başında Gazimağusa limanı gelmektedir. Gazimağusa limanı KKTC'nin en büyük limanıdır. Bundan başka Girne ve Gemikonağı'nda da birer limanı mevcuttur. 3500 km karayoluna sahiptir. KKTC'nde 1.5 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.

Eğitim: KKTC'nde ilk öğretim 6 yaşında başlayarak 8 yıl temel eğitim (ilkokul ve ortaokul) ve 3 yıl da lise sürmektedir. 2008 rakamlarına göre 149 ilkokulu, 50 ortaöğretim kurumu (ortaokul ve lise), 15 mesleki ortaöğretim kurumu, Açık Öğrenim Fakültesi ile birlikte 8 üniversite ve 2 Akademi bulunmaktadır. Üniversitelerde okuyan öçğrenci sayısı 46,500’dür. Okuma yazma bilenlerin oranı % 99'dur.

Kıbrıs Türkleri 1576'dan itibaren Anadolu'dan Kıbrıs'a geçen Türkler oldukları için başlangıçtan beri Kıbrıs'ta ortaya konulan edebiyat da Türkiye'deki edebiyatın bir uzantısı gibidir. Kıbrıs'ta görülen sözlü edebiyat ve folklor zenginlikleri Anadolu'da gelişen sözlü edebiyatla büyük benzerlikler göstermektedir.15 Kasım 1983'ten itibaren bağımsız bir devlet haline gelen Kıbrıs Türk topluluğu kültürel alt yapısını tesis etmek üzere önemli yayın faaliyetlerine girişmiştir. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı "Kıbrıs Türk Edebiyatı- Başlangıçtan Bugüne" (1989) adıyla, SAMTAY VAKFI’da Efsaneler, Destanlar ve Öykülerle ilgili antolojiler yayınlamıştır. Bu eserlerde Kıbrıs Türk Edebiyatı'ndan örnekler sunulmaktadır.

KKTC ve Türk Birliği Devletleri
KKTC’nin TürkBirDev’e katılması, KKTC’nin diğer Türk devletleri ile bağının güçlenmesini, sosyal, kültürel, akademik, sportif ve ekonomik ilişkilerinin artmasını sağlayacak ve özellikle de üzerine acımasızca uygulanan ambargolardan ve dünyadan izole edilme çabalarından kurtulmasına bir nebze olsun yardımcı olacaktır.

TürkBirDev oluşumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için dünyaya açılan yeni bir kapı olacaktır.
KKTC’nin AB’ye tek başına girmesi durumunda, kendi toprakları üzerinde egemen ve bağımsız olan KKTC fiilen ortadan kaldırılmış ve buna paralel olarak da Kıbrıslı Türklerin 54 yıllık mücadeleden sonra gurur duydukları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlıkları da iptal edilmiş olacaktır.

Kıbrıslı Türkler, Türkiye’den ayrı olarak Avrupa Birliği’ne tek başlarına girmekle, kendi ülkeleri içindeki birinci sınıf vatandaş olmak konumunu yitirecekler ve Kıbrıs Rum cumhuriyeti içinde azınlık konumuna indirgeneceklerdir. Kendilerine tanınacak yeni hakları da Yunanistan’ın kuzey kısmında yer alan Batı Trakya’da yaşayan Türklerin haklarından daha fazla olmayacaktır. Vatandaşlık, serbest dolaşım, mülkiyet, mülkiyeti geliştirme, basın, söz, eğitim ve dini uygulamalar da aynen Batı Trakya’da olduğu gibi Kıbrıslı Rum idarecilerin iki dudağı arasında yerleşecektir.

KKTC’nin TürkBirDev’e kültürel ve sosyal açıdan kazandıracakları, Türk Dünyasının oluşumunda, geçmiş asırda verdiği varoluş mücadelesi ve geçirdiği deneyimleri ile Türk Dünyasının bir çatı altında toplanmasına katkı koymak olacaktır. Bir üniversiteler ülkesi olan KKTC, Türk dünyası içinde ortak alfabenin uygulanabilmesine öncülük edebilir ve ilk uygulama olabilir. Türk Dünyası içindeki Bilimsel araştırmalara 8 üniversitesi ve deneyimli akademisyenleri ile büyük katkılar koyabilir.

UNCLOS (United Nations Convention on the Law of the Sea) kısa adı ile anılan 1982 III. Deniz Hukuku Konferansı, 1958 Cenevre Konvansiyonundaki adaların Kıta sahanlıkları olamayacağı kuralını değiştirmiş ve adaların da Kıta Sahanlıkları olacağını karara bağlamıştır. Türkiye, ABD ve birkaç ülke daha bu kararın altına imza atmamışlardır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olamazsa ve Türk Birliği Devletleri içinde yer alamazsa, UNCLOS’un getirdiği kurallar çerçevesinde Türkiye, Çanakkale boğazının çıkışından itibaren, İskenderun körfezine kadar Akdeniz’in uluslararası seyir sularına kapalı konuma girecektir. On iki adalar, Rodos, Meis, Kıbrıs hattından geçecek olan Kıbrıs Rum ve Yunanistan kıta sahanlığı çizgisi Suriye kıta sahanlığı ile birleştiği vakit, Türkiye’nin Akdeniz açılacak hiçbir geçidi olamayacaktır.

1 Mayıs 2004’de gerçekleşen 10 ülkenin katılımı için hazırlanmış olan 10. protokolde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti toprakları, şimdilik AB muktesebatının geçerli olmadığı ve Kıbrıs Rum Cumhuriyetinin idari yetkilerinin ve yönetiminin uygulanamadığı Kıbrıs Rum Cumhuriyeti toprakları olarak tanımlanmıştır. AB’nin KKTC’yi gasp etmesi veya diğer bir tanımla KKTC’nin Avrupa Birliğine girişi Türkiye ile birlikte aynı günde olmadığı takdirde, Türkiye 1974 Barış Harekatını yapmakla ve Kıbrıs’ın üçte birini işgal etmekle suçlanacak, adayı derhal terk etmesi istenecektir.

170 yıl önce, 1834 yılında Orta Doğu’ya hakim olmak isteyen devletin Kıbrıs’ı elinde bulundurması tezini benimsemiş olan İngiltere’nin, önüne çıkan ilk fırsat olan 1878 Osmanlı-Rus harbinden sonra Kıbrıs’ı önce kiralaması sonra da 1914’de, I.ci Dünya savaşında Türkiye’nin Almanya yanında savaşa girmesini bahane edip Kıbrıs’a el koyması, stratejik olarak dikkate alındığında, Orta Doğu’da söz sahibi olan Türkiye’nin 1974 Barış Harekatı ile fiilen askerini konuşlandırdığı Kıbrıs’tan çıkması veya çıkartılması, gerek Akdenizdeki egemenlik haklarına, gerekse de Orta Doğu’daki söz hakkına büyük zarar verecektir.

KKTC’nin bağımsız olması ve Türk Devletleri arasında yerini alması, Türkiye’nin Akdeniz ve Orta Doğu politikaları ve çıkarları için kaçınılmaz bir gereksinimdir. Türkiye’nin KKTC’yi gözden çıkarması, bölgesel liderliğini sürdürmesi açısından herhangi bir kazanıma yol açmayacak, tam tersine bölge liderliği konumuna büyük zararlar verecektir.
Kaynakça

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder